T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
KAYSERİ / DEVELİ - Ahmed İslamoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi

ŞİDDETİ ÖNLEMEK VE KADINA YÖNELİK ŞİDDET

ŞİDDETİ ÖNLEMEK VE KADINA YÖNELİK ŞİDDET

İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında gerçekleşen protokole göre okullarımızda her sene şiddeti önleme çalışmaları kapsamında kadına yönelik şiddet konusu ayrıca yer almaktadır. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddeti Önleme günü vesilesiyle her sene Kasım ayında okullarda bilinçlendirme çalışmalarına yer verilmektedir.

Şiddet, bir hareketin bir gücün derecesi; karşıt görüşte olanlara, inandırma veya uzlaştırma yerine kaba kuvvet kullanma; duygu ve davranışta aşırılık anlamlarına gelmektedir. Şiddet göstermek ise kaba, sert davranmaktır. Şiddet davranışı, içine sadece fiziksel içerikli şiddeti değil, sözel ve psikolojik tacizi de içeren davranışlar ile birine bilerek rahatsızlık veya fiziki olarak zarar vermeyi de almaktadır Günümüzde etkisini arttırarak varlığını hissettiren şiddet birçok mecrada karşımızı çıkmaktadır. Dünyada şiddetin varlığı sürekli hissedilse de birçok araştırmacı bu alanda çalışsa da karmaşık yapısı ve somut süreçlerin her zaman olmaması, şiddeti önlemede ve çözümünde yetersiz kalınmasına neden olmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşları şu aşamada şiddetin cezai yaptırımları, ruh sağlığı uzmanları ise şiddeti önlemede psikoloji temelli yaklaşımlar üzerine çalışmaları gerçekleştirmektedir.

Uzmanlar şiddetin kaynağını farklı nedenler etrafında toplarlar. Bazıları şiddeti içgüdüsel, bazıları ise şiddetin niteliğini toplumsal olarak kabul ederler. Şiddetin toplumsal yara haline gelmiş kısımlarından biri kadına yönelik şiddettir. Şiddetin en yaygın görülen biçimi erkeğin kadına ve çocuğa karşı uyguladığı aile içi şiddettir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet üzerine yapılan araştırmalara baktığımızda, kadına yönelik şiddetin yaygınlığını, kadının şiddet karşısındaki çaresiz kalışını ve şiddete uğrayan kadının nasıl yardım alması gerektiği konularında bilgisizliğini görmekteyiz.

Kadına yönelik şiddet; kadınların maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik eylemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadın, erkek ve çocuk fark etmeksizin hepimiz, insan onuruna yakışır şekilde yaşamayı hak ediyoruz. Her birimiz bir ailenin parçasıyız ve biliyoruz ki güçlü aile, güçlü toplumu inşa eder. Bu toplumu kurabilecek güç, şiddetsiz bir hayatı benimsemekten geçmektedir

Şiddetin etkisi, şiddet görenle sınırlı değildir. Şiddet gören; utanma, yalnızlık, yetersizlik hissi, başarısızlık hissi, suçluluk, düşük özgüven, harekette bulunmada yetersizlik, değersizlik hissi, konsantrasyon güçlüğü, kendinden memnuniyetsizlik, fiziksel rahatsızlıklar (sakat kalma, yaralanma, kronik ağrılar), yeme bozuklukları vb. sonuçlara maruz kalır. Çocuklarda etkisi ise; okul başarısında düşüş, anti-sosyal özellikler, kişilik bozuklukları, suça yönelme, kendine güvensizlik, aşırı pasiflik ya da hiperaktivite, iletişim sorunları, uyum sorunları gibi etkilerle karşımıza çıkar. Anne-çocuk ilişkisine etkisi şu şekilde gözlemlenebilir; şiddet sebebiyle sağlığı bozulan ve zarar gören kadın, çocuklarının bakımını sağlamakta güçlük çeker. Şiddete maruz kalan kadın, şiddetin olumsuz etkilerini çocuklarına yansıtır. Şiddete maruz kalan anne, çocuklarının bakım ihtiyaçlarını sağlamaktan çok, kendisinin ve çocuklarının güvenliğini sağlamak için çaba gösterir. Baba-çocuk ilişkisine etkisi; şiddete tanık olan çocuk şiddet gösteren babaya karşı kin ve öfke hisseder. Şiddet sürecine tanık olan çocuklar için baba güvenilmez ve korkulan bir figür haline gelir. Eşlerine karşı saldırgan tutum içindeki erkekler bu yaklaşımı çocuklarına karşı da gösterme eğiliminde olur. Şiddete tanık olan çocuk, şiddeti sorun çözme yöntemi olarak öğrenir ve sosyal yaşamında karşılaştığı sorunları şiddetle çözmeye çalışır.

Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirler bulunmaktadır.

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da;

·         Şiddet tehdidi ve hakaret içeren söz ve davranışlarda bulunmama,

·         Müşterek konuttan uzaklaştırma,

·         Konuta, okula ve işyerine yaklaşmama,

·         Yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmama,

·         Şahsi eşyalara ve ev eşyalarına zarar vermeme,

·         İletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmeme,

·         Korunan kişilerin bulundukları yerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmama ya da bu maddelerin etkisi altında iken korunan kişilere ve bulundukları yerlere yaklaşmama,

·         Alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığının olması halinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması,

·         Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurma ve tedavinin sağlanması,

·         Öfke kontrolü başta olmak üzere rehabilite edici programlara katılma gibi önleyici tedbir kararları verilebiliyor.

Kadına yönelik şiddet aynı zamanda milli değerlerimize de saygısızlıktır. Milletimizin asli unsuru olan kadınlarımızın tarih boyunca yüklendiği tüm bireysel ve toplumsal sorumluluklarda yapıcı ve yol gösterici bir misyonla hareket ettiği görülmektedir. Milletimizin destanlarında, efsanelerinde, hikâyelerinde, avda, savaşta, temsilde, dini, siyasi, insani, iktisadi sahalarda kadın ve erkek her zaman birlikte yer almıştır. Kadına yönelik şiddete yükselen tepki artık milli bir hassasiyete dönüştü çünkü milli değerlerimizin inşasında kadının rolü ve önemi tüm ülkelerin toplamından daha fazladır.

Ayrıca kadına yönelik şiddet inancımızla da bağdaşmamaktadır. Müslüman, elinden ve dilinden insanlara zarar gelmeyendir. İslam’a göre kadın ve erkek yaratılıştan aynı değere sahip. Aralarında insanlık değeri, temel hak ve dokunulmazlıklar, iffetli ve onurlu bir hayat yaşama hakkı konusunda hiçbir fark yok. Rabbimizin “en güzel örnek” olarak tanıttığı Hz. Peygamber (s.a.v.), erkekleri “Sizin hanımlarınız üzerinde hakkınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır” sözleriyle uyarıyor ve “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır...” buyuruyor.

Son olarak dikkat etmemiz gereken kısımları şu şekilde özetleyebiliriz.

·         Eşimize, çocuklarımıza, diğer aile bireylerimize ve kadınlara saygılı olmalıyız.

·         Aile ortak yaşamın en temel birimidir; aile ve evi ilgilendiren konularda birlikte karar vermeliyiz. Konuşmak iletişimin temelidir; sorunlarımızı konuşarak çözmeliyiz.

·         Sinirlendiğimiz zaman agresif davranışlar sergilememeliyiz.

·         Anlaşmazlıkları olumlu bir şekilde çözmeye gayret etmeliyiz.

·         İletişim kurarken karşı tarafı eleştirici, suçlayıcı, alay edici, korkutucu, aşağılayıcı, tehdit edici, küçük düşürücü ifade ve davranışlardan kaçınmalıyız.

·         Hakaret ve küfür içeren sözler kullanmamalıyız.

·         Öfke kontrolünü sağlamak için gerektiğinde profesyonel destek almalıyız.

·         Sürekli hata aramaktan kaçınmalıyız.

Şiddet Mağduru ve Tanıklarının Başvurabileceği Yerler ve Uygulamalar

1.      112 Acil Çağrı

2.      KADES (Kadın Acil Destek Uygulaması)

3.      Alo 157 YİMER (Yabancı İletişim Merkezi)

4.      Kolluk Birimleri (Polis / Jandarma)

5.      Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri

6.      Alo 183 Sosyal Destek Hattı

7.      Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ȘÖNİM)

8.      Sağlık Kuruluşları

9.      Adli Kurumlar (Cumhuriyet Başsavcılığı, Aile Mahkemeleri)

10.  Valilikler/Kaymakamlıklar

11.  Kadın Danışma Merkezler

 

Zeynep Hülya KONYALI

Psikolojik Danışman

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 04.12.2023 - Güncelleme: 04.12.2023 10:06 - Görüntülenme: 128
  Beğen | 1  kişi beğendi